DÜNYA TİCARETİ

Corona Virüsün Ticari Hayata Etkisi

Corona virüs salgını, insani kayıpların yanı sıra küresel ekonominin ve dünya ticaretinin derinden sarsılmasına neden oldu. Bu pandemik salgının ticari ilişkilere yansıması, sözleşmesel taahhütlerin ve ticari fiillerin yerine getirilememesi ihtimalinin doğması oldu.

Bugün ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin, aynı zamanda hem en önemli ham madde tüketicisi hem de dünyanın en büyük mal ve hizmet üreticisi durumunda. Akıllı cihazlar endüstrisinden çip üretimine, oyuncak sektöründen otomotiv sektörüne kadar Çin’le ticari ilişkilerimiz var. 2019’un Aralık ayında, Çin’in Hubei bölgesindeki Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından pandemik olduğu ilan edilen Corona virüs salgını ise, insani kayıpların yanı sıra uluslararası şirketlerin faaliyetlerinin durma noktasına gelmesi ve seyahat yasakları ile küresel ekonomi ve dünya ticaretini derinden sarstı. Türkiye’nin büyük ihracat kapısı olan Avrupa Birliği bölgesindeki durum ise, Corona virüs salgınının gelişim süreci içerisinde en vahim tabloyu arz eder hale geldi. Birçok AB ülkesi, uçuşları engelleyip sınır kapılarını kapatmak zorunda kaldı. Günümüz itibarı ile Doğu’dan Batı’ya doğru tüm dünyada ticaret, kangren olma tehlikesi ile karşı karşıya.

Öngörülemez Etki

Tüzel ve gerçek kişi tacirler arasında gerçekleşen ticari ilişkilerin en önemli kuralı, taahhütlerin yerine getirilmesidir. Bu kurala göre sözleşmenin ya da ticari ilişkinin tarafları, birbirlerine karşı taahhütlerini yerine getirmek zorundadırlar; ancak taahhütleri yerine getirmek her zaman tarafların elinde olamayabilir. Gerçekten bazı hallerde, tarafların kontrolü dışında ve tamamen öngörülemez şekilde vuku bulan olaylar, ticari hareketlerin gerçekleşmesini imkansız kılabilir. İşte bu hallere ticari hayatta zorlayıcı (mücbir) sebep deniliyor. Yaşadığımız günlerde ortaya çıkan pandemik salgının ticari hayattaki yansıması, Corona virüsün bir zorlayıcı sebep sayılıp sayılmayacağı tartışması şeklinde ortaya çıktı. Diyelim ki Şubat ayı başında İspanya’dan bir sipariş aldınız ve 100 birim ürünü Temmuz ayı sonunda CİF teslimi yapacaksınız. Sözleşme bedelinin yarısını peşin aldınız. Ürünün fabrikanızdaki üretim planlamasını gerçekleştirdiniz. Hammadde siparişi verdiniz. Hammaddenin geliş tarihi Mart sonu ve üretim süresi 90 gün. Her şey yolunda giderken karşınıza virüs krizi çıktı. Çin’deki firma ürünü size teslim edemeyeceğini zira salgın sebebi ile fabrikasının karantina altına alındığını, İspanya’daki firma ise ürünü satın alamayacağını, sözleşmeyi feshetmek zorunda olduğunu virüs sebebi ile ülkede tüm ticaret durdurulduğundan malı alsa bile satacak pazar kalmadığını beyan etti. Yani hem hammadde hem de mamul siparişleriniz iptal oldu. Öngörülemeyen bu duruma maruz kalan ve bunda kusuru olmayan taraf, sözleşme ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmekten kaçınabilir ve bu kaçınmadan doğacak zararları karşılamakla yükümlü olmaz. İşte Corona virüs salgınının ticari ilişkilere getireceği en bariz etki budur.

Gerekli Tedbirler Alınmalı

Üretimden satışa, depolamadan nakliyeye bütün ticari işlem ve ilişkilerin iptal olma potansiyeli var. Salgının ekonomiye etkisi yıkıcı olabilir; ancak gerekli tedbirleri alan ülkeler ve şirketler bunu en az etki ile atlatacaklardır. Doğru önlemleri almanın yanı sıra, salgın ekonomisinin getireceği finansal olanakları ve hukuki imkanları kullanmak da durumu en hafif şekilde bertaraf etmeyi sağlayabilir. Bu açıklamalar ışığında her bir tacir, şirket yöneticisi veya iş insanı kendi ilişkilerini gözden geçirerek kısa ve orta vadede planlama yapmalıdır. Diğer taraftan devletin böylesi olağanüstü zamanlarda ticari hayata ve piyasalara olumlu müdahaleleri olacaktır. Bu müdahaleler dikkatle izlenmeli, sunulan imkanlar dahilinde krizin getireceği yükü hafifletmek için kullanıma sunulan enstrümanlardan faydalanılmalıdır.

Feyza Alp

Fly Uluslararası Danışmanlık ve Dış Ticaret & Vaya Holding Yönetim Kurulu Üyesi
Feyza ALP

PAYLAŞ!