Küresel anlamda olağandışı bir dönemden geçiyoruz. Salgında 2. Dalga dediğimiz vaka sayılarında düzenli bir yükseklik yaşanması, ekonomide ve sosyal yaşamda endişeleri ve karar vermeyi zorlaştırırken aynı zamanda dünyadaki iş modellerini de revize etti. Pandemiyle birlikte ortaya durgunluk, global bir krize dönüştü. Birçok işletme kapısına kilit vururken artık daha büyük şirketler yerine hızlı aksiyon alabilen, çevik, küçük şirketler öne çıkmaya başladı. Kısaca KOBİ olarak isimlendirilen yapılar ise bu küçük şirketlerin genel adı olarak karşımıza çıkıyor.
Türkiye’de faaliyet gösteren firmaların yüzde 99’unu oluşturan KOBİ’ler ülkedeki istihdamın yüzde 76’sını, ihracatın ise yüzde 60’ını oluşturuyor. Bu istatistik de bize, KOBİ’ lerin ülkemiz ekonomisinin yükünü taşıdığını gösteriyor. Yukarıda belirttiğimiz global ekonomik model değişikliği, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin ileriki zamanlarda daha da fazla tercih edilen ticaret argümanlarından olma ihtimalini kuvvetlendiriyor. Türkiye’de de KOBİ’lerin önemi artarak devam ediyor.
Pandemi sebebi ile Ülkemizde de Dünyadaki genel görüntüye uygun bir ekonomik daralma ve durgunluk yaşanırken, iktisadi hayatın devamlılığının sağlanması için devletin müspet müdahalelerde bulunması gecikmedi. Özel sektörün ayakta kalması ve istihdamın sağlanması için birçok destek paketi ile ekonomi ayakta tutuldu. Bu kapsamda hükümetin son adımı Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kamu borçlarının yeniden yapılandırılmasına dair kanun teklifi oldu. Yasa teklifi genel kurulda kabul edilirse vadesi geçmiş kamu borçları 18 ay taksitle ödenebilecek. Devletin, temel hizmetleri yerine getirebilmesi için gereken giderleri sağlamada en büyük gelir kalemi olan vergi ve ceza alacaklarını vadelendirmek sureti ile ötelemesi, her ne kadar kamu menfaatine aykırı imiş gibi görünse de, aslında mikro ekonomik yapıların bu borçlar sebebi ile uğradıkları sekteyi azaltması bütün ülkeyi yakından ilgilendirmektedir. Zira özel sektörün güçlü bir şekilde ayakta kalması kamu gelirlerinin devamlılığı için en önemli şarttır.
Genel olarak yerindeliği tartışmasız olan hükümetimizin bu tasarrufunun, özel şartlarının amaca hizmet edip etmediği noktası ise, demokrasinin bir gereği olarak, önümüzdeki günlerde kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılacaktır.
KOBİ faaliyetlerinin en önemli gider kalemlerini vergi ve sigorta primi borçları oluşturmaktadır. Gerek pandemi öncesinde de varolan genel küresel ekonomik kriz gerekse bu krizin üzerine gelen pandemi sonrası durgunluk, işletmelerin belini bükmüş, kamu borçlarını ödeyemez hale sokmuştur. Son derece isabetli bir kararla getirilen yapılandırma imkanının, 18 ayla sınırlı olması ve peşin ödeme harici geçmiş faiz alacaklarını aynen yansıtması sebebi ile, işletmelerde genel olarak beklenen iyimser havayı yakalamakta yetersiz kalacağını düşünüyorum. Genel kurulda yapılacak oylama öncesinde hükümet kanadı tarafından yapılacak değişiklik önerisi ile yapılandırma süresi 48 aya kadar çıkartılırsa ve faizlerinin de tamamı olmasa bile en az yarısı silinirse, gecikmiş kamu alacaklarının toplanmasında daha yüksek bir performansa ulaşılması sağlanacak ve KOBİ’lerimiz açısından da krizin etkilerinden arınmada önemli bir direnç noktası oluşturulmuş olacaktır.
1 Comment